ATHEISM AS A MORAL PROBLEM: BAYLE’S READING OF SPINOZA


NAHUM A. E.

Felsefi Düşün - Akademik Felsefe Dergisi, vol.1, no.22, pp.92-119, 2024 (Peer-Reviewed Journal) identifier

  • Publication Type: Article / Article
  • Volume: 1 Issue: 22
  • Publication Date: 2024
  • Journal Name: Felsefi Düşün - Akademik Felsefe Dergisi
  • Journal Indexes: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Page Numbers: pp.92-119
  • Galatasaray University Affiliated: Yes

Abstract

17th-century Europe witnessed significant conceptual shifts in religion and morality. In the early modern period, atheism was seen not only as a religious or theological problem, but also as a political and moral one. From this perspective, atheists are people who not only deny the existence of God (or a particular concept of God), but also deny moral principles and rules, even the very foundations of morality. Therefore, atheism is essentially an anti-moral position, which entails a rejection of a good, righteous, and virtuous life. One of the thinkers who brought this definition of atheism into discussion in modern philosophy is Pierre Bayle (1647-1706). Bayle’s contemporary Baruch Spinoza (1632-1677) was labeled an atheist philosopher from the beginning, and his works only confirmed this opinion. Although Spinoza rejected this accusation, he did not consider atheism to be a philosophical problem. However, one could observe that he adhered to the moral definition of atheism while rejecting the accusation. Bayle, on the other hand, insists that one’s deeds and actions don’t always coincide with one’s beliefs and opinions. In fact, he argues that Spinoza, in spite of his exemplary moral character, is one of the most radical atheists in history. This paper will examine Bayle’s critique of Spinoza in the context of his attempt to separate the realms of atheism and morality. It will also analyze Spinoza's concept of atheism in relation to morality.
17. yüzyıl Avrupası din ve ahlak anlayışlarında büyük değişimlere sahne olmuştur. Ateizm, modern dönemin başlangıcında, yalnızca dinsel ya da teolojik bir sorun olarak değil, aynı zamanda siyasi ve ahlaki bir sorun olarak görülmektedir. Bu açıdan ateistler, Tanrı (ya da belli bir Tanrı kavrayışı) ile birlikte, ahlaki ilke ve kuralları, hatta doğrudan doğruya ahlakın temellerini yadsıyan kişilerdir. Dolayısıyla ateizm, özünde, her türlü iyi, doğru ve erdemli yaşam olanağının reddini beraberinde getiren ahlak-karşıtı bir tutumdur. Bu ateizm tanımını modern felsefede tartışmaya açan düşünürlerden biri Pierre Bayle’dir (1647-1706). Bayle’in çağdaşı Spinoza, baştan beri ateist bir filozof olarak yaftalanmış ve yapıtları bu kanıyı değiştirmemiş, perçinlemiştir. Spinoza’nın kendisi, bir iftira olarak gördüğü bu suçlamayı reddettiği halde, ateizmi felsefi bir sorun olarak görmemiştir. Bununla birlikte, suçlamalara karşı çıkarken ateizmin ahlaki tanımına bağlı kaldığı gözlemlenebilir. Bayle ise bu tanımı reddederek, insanların inanç ya da fikirleri ile eylemleri arasında hep bir tutarlılık aranamayacağını savunur. Nitekim Spinoza, örnek ahlaki karakterine rağmen, tarihin en radikal ateistlerinden biridir onun gözünde. Bu yazıda, Bayle’in Spinoza eleştirisi, onun ateizm ile ahlakın alanlarını birbirinden ayırma girişimi bağlamında incelenirken, Spinoza’nın ateizm kavrayışı ahlakla ilişkisi içinde çözümlenecektir.