Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, vol.29, no.1, pp.16-31, 2023 (Peer-Reviewed Journal)
Günümüzde bilişim sistemlerinin tanımlanması büyük önem kazanmıştır. Bunun en önemli sebebi, ortaya çıkabilecek hukuki sorunlara çözüm arayışında adil, hakkaniyete uygun bir sonuca ulaşabilmektir. Özellikle ceza hukuku yönünden yapılacak tartışmalarda bilişim sisteminin tanımlanması suçta ve cezada kanunilik bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle bilişim sistemlerini tanımak aslen bilişim uzmanlarının görevidir ve her olayda mutlaka bu uzmanların teknik görüşüne başvurulmalıdır. Türk ceza hukukunda, Avrupa ülkelerinin çoğunda olduğu gibi bilişim sistemlerine karşı işlenen fiiller kanun içinde düzenlendikleri yerler farklı olsa da, suç olarak düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinde düzenlenen bilişim sistemine girme, bilişim sisteminin güvenliğine ve bu sisteme duyulan güvene karşı işlenen bir suçtur. Bununla birlikte bir bilişim sisteminin tamamına ya da bir kısmına hukuka aykırı bir şekilde girilmesi durumunda veya bu ortamda kalınması halinde, bireyin özel hayatının gizliliği ve/veya haberleşme özgürlüğü de ihlal edilmektedir. Bu suçun öngörülme sebebinin, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesine taraf olmanın getirdiği yükümlülük olduğu düşünülebilir. Ancak, bu suçun Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş olmasındaki asıl amaç, günümüz teknolojilerinin kötüye kullanımı sonucu ortaya çıkabilecek ihlalleri engelleme amacıdır. Özet olarak, bu çalışmada, TCK.m.243/1 ‘de düzenlenen bilişim sistemine girme suçu incelenmiştir.