BİLİNÇ PROBLEMİNE REVONSUO’NUN YAKLAŞIMI


Creative Commons License

Altınörs S. A.

International Journal of Social Sciences, cilt.7, sa.1, ss.22-38, 2023 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 7 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.30830/tobider.sayi.13.2
  • Dergi Adı: International Journal of Social Sciences
  • Derginin Tarandığı İndeksler: MLA - Modern Language Association Database, Index Copernicus
  • Sayfa Sayıları: ss.22-38
  • Galatasaray Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu makalemizde Revonsuo’nun “biyolojik realizm” diye
nitelendirdiği bilinç görüşünü inceledik. Revonsuo, esasen, beyindeki
biyolojik organizasyonun daha yüksek bir seviyesi olarak tarif ettiği
bilincin gizemini aydınlığa kavuşturmada, rüya görme olgusunu
keşfettirici bir hareket noktası olarak değerlendirmeyi dener. Zira ona göre
rüya gören beyin, geniş kapsamlı teorik ve felsefî içerimleri olan bir tür
“saf bilinç” yaratır: Konuyu, dışsal uyaranlardan bağımsız olarak
irdelemeye imkân sağlayan bir “saf bilinç” hali sunar. Revonsuo rüya
görme fenomenolojisi yoluyla, fenomeni birinci şahıs bakış açısından
yakalayan bir metafor olarak “bilincin dünya simülasyonu” anlayışına
varır. Rüya görmeyi merkeze almayı, bilinç bilimi açısından bir yanıyla
eşsiz bir imkân addeden Revonsuo, diğer yandansa bunun önümüze
çıkardığı bir engele işaret eder: Niteliksel bir yapıda olan rüyaların objektif
olarak ölçülmesi sorunu. Halihazırda, elimizde mevcut bulunan teknolojik
aygıtların, onun “rüya yakalayıcısı” düşünce deneyini hayata geçirecek
deneysel kanıtlar sağlayamamış olması, Revonsuo’nun teorisinden
vazgeçmesini gerektirmemektedir. Gelecekte ortaya çıkacak birtakım
teknolojiler, bu işin üstesinden gelebilecek yeni ölçüm cihazlarını bilinç
biliminin hizmetine sunabilir. Revonsuo, rüya içeriklerinin, gelecekte yeni
bir beyin görüntüleme teknolojisiyle objektif bir şekilde ölçülmesinin,
biyolojik bir fenomen olarak bilincin hangi surette belirdiğini
açıklamamızı sağlayacağı yönünde umutludur. Revonsuo’nun
yaklaşımının özgün yanının, en temelde şu eklektik tavrında yattığı
sonucuna varıyoruz: Fenomenal bilincin sübjektif psikolojik gerçekliğini
de hesaba katan bir perspektif içinde, onun objektif nörobiyolojik
realitesini izah etmeye çalışmak.