Uluslararası hukukta exceptio inadimplenti non est adimplendum veya exceptio inadimpleti contractus olarak adlandırılan ilke bir uluslararası hukuk kişisinin bir uluslararası yükümlülüğünü yerine getirmediği durumlarda, yükümlülüğün muhatabı olan diğer uluslararası hukuk kişisinin aynı veya benzer bir yükümlülüğünü yerine getirmeyebileceğini öngörmekte ve karşılıklılık üzerine kurulu bir anlayışla, taraflar arasında âdil bir denge kurmayı hedeflemektedir. 1969 Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 60. maddesi bir uluslararası andlaşmanın, âkit taraflardan biri tarafından ihlâl edilmesi durumunda, diğer âkit tarafın andlaşmayı sona erdirebileceğini veya tamamen veya kısmen yürürlüğünü askıya alabileceğini düzenleyerek exceptio inadimplenti non est adimplendum ilkesinin temelindeki anlayışı benimsiyor olsa da ihlâlin “esaslı” olması gerektiğini hükme bağlayarak ilkeye genel bir atıf yapmamaktadır. Bunun yanı sıra, 1969 Sözleşmesi’nin 73. maddesi genel uluslararası sorumluluk hukuku kurallarına atıfta bulunmakta ve sözleşme hükümlerinin, devletlerin uluslararası sorumluluğa ilişkin kurallarına halel getirmeyeceğini hükme bağlayarak bir uluslararası andlaşmanın ihlâli durumunda uluslararası sorumluluk hukuku kurallarının da devreye girebileceğini açıkça düzenlemektedir. İşte bu noktada, exceptio inadimplenti non est adimplendum ilkesinin uluslararası sorumluluk hukuku altında bir karşı önlem telâkki edilip edilemeyeceği sorusu gündeme gelmektedir. Elinizdeki çalışma, ilkenin temellerini andlaşmalar hukukundan mı yoksa uluslararası sorumluluk hukukundan mı aldığı, başka bir ifade ile, andlaşmalar hukuku ve sorumluluk hukuku arasında exceptio ilkesi bağlamında bulunan ilişkinin bir rekabet ilişkisi mi yoksa bir tamamlayıcılık ilişkisi mi olduğu sorusuna odaklanmaktadır.
The principle commonly referred to as exceptio inadimplenti non est adimplendum or exceptio inadimpleti contractus provides that in international law, the performance of an obligation may be withheld if the other party has itself failed to perform the same or a related obligation. Being based on reciprocity, it aims, therefore, to establish a fair balance between the parties. Article 60 of the 1969 Vienna Convention on the Law of Treaties reflects the foundations of exceptio inadimplenti non est adimplendum. Paragraph one states that “A material breach of a treaty by one of the parties entitles the other to invoke the breach as a ground for terminating the treaty or suspending its operation in whole or in part.” However, by referring only to material breaches, this article does not make general reference to the traditional and classical version of the principle. Besides, Article 73 of the 1969 Convention, by providing that “the provisions of the Convention shall not prejudge any question that may arise in regard to a treaty from the international responsibility of a State,” explicitly stipulates that in case of treaty violations, international responsibility rules would also apply. The question then arises whether exceptio inadimplenti non est adimplendum could be considered as a countermeasure under the law of State responsibility. This article focuses on whether exceptio has its roots and foundations in the law of treaties or in the law of international responsibility.