The Seventeenth International Congress on Social Sciences with Recent Research, Antalya, Türkiye, 2 - 06 Kasım 2023, cilt.6, ss.1184-1189
Deneyimlediğimiz şeylerin altında yatan bir nihaî gerçeklik fikri, Antikçağ’dan beri filozoflar
tarafından gündeme getirilmiş ve onlar arasındaki hararetli tartışmaların değişmez bir
konusuna dönüşmüştür. Bu konu, felsefi terminolojide “töz problemi” olarak
adlandırılmaktadır. Böylece, görünüşlerin altındaki taşıyıcı katmanın ne olduğu sorusu
ekseninde, felsefe tarihinde çok farklı yaklaşımlar geliştirilmiştir. Soruya verilen cevaplar
kabaca iki grupta toplanır: Düalizm ve monizm. Düalist yaklaşıma göre iki tür töz vardır ve
bunlardan biri maddî, diğeriyse zihinsel veya ruhanîdir/spiritüeldir. Buna karşı çıkan monist
yaklaşım ise sadece tek bir töz türü olduğunu savunur. Materyalist monistlere göre o tek töz
türünün fiziksel veya maddî bir vasfı vardır. Bunun alternatifi olan yaklaşım spiritüalist
monizmdir ve tözün zihinsel, yani gayrimaddî bir mahiyette olduğunu iddia eder. Monizmin
üçüncü bir versiyonu da mevcuttur ve “ya o, ya diğeri” şeklindeki önceki iki monizm
versiyonundan kaçınmak ister. Nötr monizm daha ziyade, “sadece ne o, ne de diğeri” veya
“hem o, hem de diğeri” seçeneğini benimser. Ancak bunu klasik bir düalist perspektifle
karıştırmamalıdır; şöyle ki nötr monizm, düalizmden farklı olarak biri maddî ve diğeri
gayrimaddî iki töz türü bulunduğunu varsaymaz. Tek tür tözün mahiyeti hakkında net bir
belirleme yapılamayacağını, onun, fenomenal deneyimimizde bizlere kendini her iki veçheyle
sunduğunu esas alır. Russell’ın kendi ontolojisinde töz problemine, düalizm-materyalizm
dilemması dışında kalan bir çözüm önerisi ortaya koyduğu görülmektedir. Russell sağduyu
kaynaklı “kalıcı töz” [permanent substance] tasavvurumuzun geçersiz olduğunu savunur.
Russell çağdaş fiziğin sunduğu yeni bilgiler ışığında, maddeyi bir “olaylar dizisi” olarak
kavramaktadır. Dış dünya hakkındaki bilgimizin kaynağı olan “algılar”dan yapılan çıkarımla
üretilen “fiziksel nesne”nin tek bir şey değil, bir olaylar dizisi olduğunu belirten Russell
sağduyu kaynaklı “nesne” fikrini hatalı bulur. Russell’ın ontolojisi dünyayı tek bir
muhtevadan, yani olaylardan müteşekkil görür. Onun töz problemine yaklaşımı bizzat
verdiği isimle bir “nötral monizm”dir.
The idea of an ultimate reality underlying the things we experience has been raised by
philosophers since antiquity and has become a constant topic of heated debate among them.
In philosophical terminology, this issue is called the “problem of substance”. Thus, many
different approaches have been developed in the history of philosophy on the axis of the
question of what is the carrier layer beneath appearances. The answers to the question are
roughly categorised into two groups: Dualism and monism. According to the dualist
approach, there are two types of substance, one of which is material and the other is mental or
spiritual. The monist approach, on the other hand, argues that there is only one type of
substance. According to materialist monists, that single type of substance has a physical or
material characteristic. The alternative approach is spiritualist monism, which claims that the
substance is mental, that is, immaterial. A third version of monism also exists and seeks to
avoid the previous two versions of monism, which are “either/or”. Rather, neutral monism
adopts the option of “only neither that nor the other” or “both that and the other”. However,
this should not be confused with a classical dualist perspective, since neutral monism, unlike
dualism, does not assume that there are two kinds of substance, one material and the other
immaterial. It assumes that no clear determination can be made about the nature of the one
kind of substance, and that it presents itself to us in both aspects in our phenomenal
experience. In his ontology, Russell proposes a solution to the problem of substance that is
outside the dualism-materialism dilemma. Russell argues that our common-sense conception
of “permanent substance” is invalid. In the light of new information provided by
contemporary physics, Russell conceives matter as a “series of events”. Stating that the
“physical object” produced by inference from “perceptions”, which are the source of our
knowledge of the external world, is not a single thing but a series of events, Russell finds the
common-sense idea of “object” erroneous. Russell’s ontology sees the world as consisting of a
single content, namely events. His approach to the problem of substance is a “neutral monism”
as he himself calls it.