Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Galatasaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Medya ve İletişim Çalışmaları Yüksek Lisans Programı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2025
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Zehra Derya Koç
Danışman: Cemil Yıldızcan
Özet:
Kültürel bir olgu ve pratik olarak müziğin hem bireylerin, hem de toplumların yaşamlarında insanlık tarihi boyunca büyük bir yer kapladığı aşikâr. Türünden bağımsız bir şekilde, müzik hem eğlence, hem de terapötik bir araç olmasının yanında, bir kimlik taşıyıcısı, sosyal bir etkileşim aracı ve siyasi bir ajan olarak da iş görmektedir. 1990’ların başından bu yana küresel ölçekte genişleyen rave kültürü ve elektronik müzik devriminden gecikmeli bir şekilde Türkiye’ye ithal edilen elektronik dans müziği sahnesi ve kültürü, giderek çeşitlenen alt türleri ve farklı sosyal veçheleri olan bir alan olarak değerlendirilmeye ihtiyaç duyuyor. Bu araştırmada, elektronik müzik üzerinden ve özel olarak elektronik dans müziği üzerinden gerçekleşen karşılaşmaların öz kimlik ve kolektif kimlik kurulumundaki rolünü, tarihsel bir perspektifle alanın çoğul eksenlerine bakarak tartışıldı.
Dünyada ve Türkiye’de 1990’lar sonrasında yükselişe geçen ve bir anlamdaalternatif olmaktan çıkarak kendine büyük sahneler ve geniş bir takipçi kitlesi bulan elektronik dans müziği sahnesi ve kültürü teorik bir tartışmanın yürütülmesi için zengin bir olanak sunuyor. Small, bir eylemlilik olarak önerdiği“musicking/müzikleme” terimini; besteleme, dinleme, dans etme, prova etme gibi farklı şekillerde pratik edilmek üzere, müziğin bütün aktörlerini sürece katan bir kavram olarak kullanıyor. Araştırmaya elektronik dans müziği sahnesine, kolektif müziklemenin insan ve insan olmayan tüm aktörleri dahil edilerek, müzikleme deneyiminin öz kimlik, kolektif kimlik ve topluluk oluşumu süreçlerinde nasıl bir rolü olduğu tartışılırken, elektronik dans müziği sahnesi ve kültürünün mekânların inşası ve yeniden üretimindeki rolüne de odaklanıldı. Aynı zamanda araştırmanın bir başka ayağını, elektronik dans müziği üzerinden bir araya gelen katılımcıların arasında oluşan birlik ve yakınlık hissi yaratıp yaratmadığı, müziğin bedenlenerek belirli davranış kalıplarına yol açıp açmadığı ve müziğe bir duyusallık ve afekt yüklenip yüklenemeyeceği de tartışıldı.Alan çalışmasında gerçekleştirilen in-situ görüşmelerde 22 görüşmeci ile müzikleme deneyimleri konuşulurken, bu kişilerin araştırma evrenini temsiliyetine özel bir önem gösterildi. Müziklemenin profesyonel, yarı profesyonel ve amatör tüm aktörlerini içermeye çalışarak yarı yapılandırılmış ve açık uçlu görüşmelere, görselişitsel belgelemeye, katılımcı gözlemciliğine kadar pek çok yöntem de araştırma boyunca kullanıldı. Sosyal bilimler geleneği ve bugün gelinen disiplinler arasılık düşünüldüğünde tek bir yaklaşımın indirgemeciliğine düşmemek adına araştırmada sosyolojinin, iletişim antropolojisinin ve etnomüzikolojinin kavramlarından ve yaklaşımlardan yararlanıldı.